İzmir’de Kent Yaşamı ve Yaban Hayatı Arasındaki Sınırlar Belirsizleşiyor
İzmir‘in gözde semtleri Balçova, Narlıdere ve Bornova’da son dönemde artan yaban domuzu sürüleri, kent sakinlerinde endişe yaratıyor. Geceleri yerleşim yerlerine kadar inen bu dev cüsseli hayvanlar, cadde ve sokaklarda rahatça dolaşarak adeta doğal yaşam parkı görünümü oluşturuyor. Vatandaşlar, gece dışarı çıkmaktan çekinirken, yetkililerden kalıcı çözümler talep ediyor.
Yaban Domuzları Şehir Merkezinde Görüntülendi
Kent yaşamıyla vahşi doğanın iç içe geçtiği İzmir’de, özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde yaban domuzlarının yerleşim yerlerine kadar inmesi dikkat çekiyor. Geceleri sokaklarda özgürce dolaşan domuz sürüleri, hem trafik hem de yaya güvenliği açısından potansiyel riskler barındırıyor. İzmirli sakinler, gündüzleri başıboş köpeklerin, geceleri ise giderek artan sayıda yaban domuzunun varlığından duydukları rahatsızlığı dile getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde Balçova sokaklarında kaydedilen görüntülerde, devasa yaban domuzlarının çöp konteynerlerini karıştırarak yiyecek aradığı ve caddelerde grup halinde ilerlediği görüldü. Trafikteki araç sürücülerine ve yoldan geçen yayalara aldırış etmeden dolaşan domuzlar, bazı vatandaşlar tarafından cep telefonlarıyla görüntülendi. Bu durum, bazı kent sakinlerinin yaban domuzlarına karşı bir tür “alışkanlık” geliştirdiğini de ortaya koyuyor.
Kent Sakinleri Yetkililere Sesleniyor: Kalıcı Önlem Şart
Geceleri sokaklarda karşılaştıkları bu manzara karşısında büyük tedirginlik yaşayan İzmirliler, yetkililerden acil önlem alınmasını istiyor. Mahalle sakinleri, özellikle gece saatlerinde yaya olarak dışarı çıkmakta zorlandıklarını belirterek, bu soruna kalıcı ve etkili çözümler bulunması gerektiğini vurguluyor. Bazı vatandaşlar ise, şehir merkezindeki bu durumun, sokak hayvanları için kaldırımlara bırakılan mama ve yiyeceklerin yaban domuzlarını çekmesiyle de ilişkili olabileceğini öne sürüyor.
Doğal Denge Bozuldu mu? Uzman Görüşleri ve Vatandaş Tepkileri
Balçova ilçesi sakinlerinden Osman İlhan, yaşanan durumun bir dengesizlikten kaynaklandığını belirterek, “Bu hayvanların yerleşim yerlerine inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları bırakıyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar. Bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Belediyenin uyarı tabelaları var ama dinleyen yok. Akşamları ormandan iniyorlar ve büyük bir korku oluşturuyorlar. Gece evimin önünden geçerken korktum; yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde ses çıkararak ilerliyorlar. Ne yapacağımızı bilemiyoruz,” şeklinde konuştu.
Esnaf Devrim Çıntay ise, domuzların insanlardan değil, insanların onların yaşam alanını işgal etmesinden şikayetçi olabileceğini ifade etti. Çıntay, “İnsanların yem ve mama bırakması önemli bir etken. Domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyor. İlk başta korkutucu olsa da aslında bizden korkup kaçıyorlar. Küçük çocuklar için tehlike arz edebilirler. Belediyenin bu konuda bir çalışma yaptığını düşünmüyorum. Trafik kazalarında büyük hasarlar oluşuyor. ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ tabelaları daha mantıklı olur,” dedi.
Emlakçı Vedat Küçükgökçe de durumun ciddiyetine dikkat çekerek, “Aşırı sayıda ve oldukça büyük domuzlar görüyoruz. Bunlar vahşi hayvanlar ve ciddi tehlike arz ediyor. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak ve sonrasında alınacak önlemler yetersiz kalacaktır. Tellerin açık olması ve verilen yiyecekler, bu hayvanların şehre inmesine neden oluyor. Hem çevre kirliliği hem de insanların vahşi hayvanlarla iç içe olması büyük bir tehlike,” ifadelerini kullandı.
İzmir’de giderek artan yaban domuzu sürüleri sorunu, hem kent yaşamının güvenliği hem de doğal yaşamın korunması açısından acil çözüm bekliyor. Yetkililerin, bu dengeyi yeniden kuracak etkili stratejiler geliştirmesi önem taşıyor.
